
Kastettiğimiz bilanço ödemeler dengesi bilançosu. Başlığı biraz daha açıp şunu söylemek daha doğru olur:
“Bu bilanço düzelmeden, gerekli olan döviz için kalıcı kaynaklar sağlanmadan, en azından döviz geleceği algısı pekişmeden bu talebi kimse kıramaz.”
Bugün ödemeler dengesinde son bir buçuk yıllık dönemin özetini çıkardık. Niye mi son bir buçuk yılın? Hani 2021’in eylülünde faiz indirimine başlanıp yeni bir dönemin kapısı aralanmıştı ya, işte o yılın ekiminden başlayarak son verinin açıklandığı bu yılın mart ayına kadarki döneme baktık. 2021’in son üç ayı, 2022’nin tümü ve 2023’ün ilk üç ayı...
Finansman nereden?
Türkiye bu bir buçuk yılda 73 milyar dolar cari açık vermiş; bu açığın yaklaşık 58 milyarı finansman kalemlerindeki girişle kapatılmış, bilanço yaklaşık 16 milyar dolar net hata noksanla dengeye gelmiş.
Bir buçuk yıldaki toplam 58 milyar dolarlık finansmanın 46 milyarı yurt dışı kaynaklı. Ödemeler dengesi metodolojisi, Merkez Bankası rezervinden kullanımı da finansman sayıyor ama önemli olan yurt dışından sağlanan tutar.
Döviz girişi yok, çıkış var
Bir buçuk yıldaki 46 milyar dolarlık yurt dışı kaynaklı finansmanın yaklaşık yüzde 23 kadarı, yani 10.4 milyar doları doğrudan yatırımla gelmiş. 10.4 milyar dolar tutarında doğrudan yatırım var ama gayrimenkul için gelen döviz ne öyle; tam 9.3 milyar dolar. Portföy yatırımı için döviz gelmemiş, hatta tam aksine bir buçuk yılda 19.5 milyar dolar gitmiş.
Yurt dışı kaynaklı döviz girişinde son ve en önemli kalem borçlanma. Bir buçuk yılda net olarak tam 55.2 milyar dolar borçlanılmış.
Doğrudan yatırım + portföy yatırımı
Aslında ödemeler dengesinin finansman kalemini biraz daha ayrıştırmakta yarar var. Borç olmayan para girişi hangi düzeyde, ona bakmak gerek.
Tam bir buçuk yıl... 10 milyar doğrudan yatırım girişi, 19 milyar portföy yatırımı çıkışı. Net döviz girişi yok ki, 9 milyar net çıkış olmuş.
Sahi döviz arttığı için ne diye hayıflanıyoruz ki!
Bir buçuk yılda net döviz temin edememiş, cari açığını borçlanarak kapatmış bir ülke ne demeye dövizin artışından yakınır ki! Ve böyle bir tablo varken, hangi tılsımlı el dokunacak da dövizdeki baskı sona erecek ki!