
Kaan Zenginli'nin Haberi
Her seçim öncesi gıda fiyatlarında yaşanan spekülasyonlar bu yıl da devam ediyor. Ancak bu seferkinin dozu diğerlerine göre daha yüksek. Gıda fiyatlarını mevcut ekonomik şartların da üzerinde artıran sektör baronları, ekonomik darbe yapmaya çalışıyor. Market raflarında başlayan seçim ayarlı fiyat spekülasyonu, et ve sütün ardından patates ve soğana kadar ulaştı. Aynı senaryo 2018 seçimlerinde de oynandı. O dönemde de tonlarca patates ve soğanın tarlalara döküldüğü ve fiyatların katbekat arttığı görüldü.
Enflasyonun açıklanmasıyla seçim tartışmaları soğan-patates üzerine döndü. Ancak et, süt, peynir ve yumurta fiyatlarının kısa, orta ve uzun vadede daha büyük bir sorun olduğu ortaya çıktı. Nisan ayında kuzu eti fiyatları yüzde 21.5, dana eti yüzde 13 artış ile en başta yer aldı. Yılın ilk üç ayı için Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda yayımlanan grafikte et, süt, yumurta, peynir en başta gidiyor. TÜFE’nin yüzde 15.2 arttığı yılın ilk 4 ayında dana eti yüzde 80.4, kuzu eti yüzde 77.6 yükseldi. Son 20 yılda ise et fiyatları genel enflasyonun iki katından da fazla yükseldi. Üretim açığını karşılamak ve fiyat artışlarını frenlemek için sık sık ithalata başvuruldu ve 10 milyar doları aşan canlı hayvan ve et ürünleri ithal edildi. Ancak sorun çözülmedi, hatta giderek de büyüdü. Mevcut fiyat düzeyleri üreticiye ancak nefes aldırıyor. Üretim azalıyor, tüketim artıyor. Hayvancılığın ana maliyet unsuru yem. Yemin ithalata ve dolara bağlı olduğunu son yıllarda iyice anladık. Hükümet ise enflasyon yükselmesin diye et ve süt fiyatları üzerine baskı kurunca üretim maliyetleri ile satış fiyatı arasındaki ilişki koptu. Zararına üretimi sürdürmeyenler hayvanlarını kesime verdi. Üretim artmayacaksa sorun kalıcı biçimde çözülmüş olmayacak. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu ette yaşanan krizin 2 yıl sürebileceği uyarısında bulundu ve gelecek damızlık hayvanlarının doğurması ve o doğan hayvanların et materyaline dönmesi ile 2 senenin sonunda piyasa biraz rahatlatabilir. Ancak bu rahatlama tüketimin artmamasına da bağlı. Seçim sonrası refahın yeniden oluşumuyla beraber talebin artması, mevcut problemin daha derinleşmesine sebep verecektir. Hayvancılık sektöründe yeni bir yapı kurulmalı ve işe yerli yem üretiminden başlanmalı. Bunun için de geniş ve uygun arazi ve bölgeler yem yetiştirilmesine tahsis edilmeli.