
Asgari Ücretli, Memur, Emekli Zamları ve Özel Sektör
Asgari ücretli, memur, emekli zamlarının ardından gözler özel sektörde ücret zamlarına çevrildi. İşyerlerinde asgari ücret referans alınıyor. Asgari ücretten düşük ödeme yapılamayacak. Çalışanın maaşını asgari ücretten eksik yatıran işveren hem tazminat hem de ceza ödeyecek.
SGK'nın Denetimleri
Sosyal Güvenlik Kurumu önceki yıllarda olduğu gibi bordroları da yakından takip edecek. Ücretin düşük gösterilerek prim kaçırılması, bir ay çalışan bir işçinin bordroda 15 gün çalışılmış gösterilmesi gibi kayıt dışı uygulamalara göz açtırmayacak. Maaşı düşük gösteren işveren hem tazminat hem de ceza ödeyecek. Ayrıca eksik bildirdiği primleri de yatıracak. Kurum, geçen yıl yaklaşık 150 bin çalışana gönderdiği mesajlarla kazançlarında azalma olduğu uyarısında bulunmuştu. Bordroda usulsüz uygulamalara karşı, çalışan haklı fesih kullanarak tazminat talep edebiliyor. Yapılan incelemelerde SGK bildirgesi kayıtlarında bazı işletmelerin usulsüz uygulamalara gittiği saptandı. Bu usulsüz uygulamalara karşı Türk Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu kapsamında 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılabiliyor. SGK, bordro üzerinden prim kaçırılmasını, eksik kazanç bildirilmesini kayıt dışılığın bir alt başlığı olarak tanımlıyor.
Özel Sektördeki Beklentiler
Öte yandan asgari ücrete yapılan yüzde 34'lük ara zammın ardından özel sektörde çalışan milyonlarca kişi kendi ne olacağını merak ediyor. Ekonomist Muhammet Bayram tahminini açıkladı. Bayram milliyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Özel sektöre yapılacak zammın referans değeri asgari ücrete yapılan zamdır. Asgari ücrete yüzde 34 zam yapıldığı için bu seviyede bir zam yapılabilmesi öngörülebilir. Tabi memur maaşlarına bir önceki dönemde asgari ücrete yüzde 54 zam yapılırken memur maaşlarına yüzde 30’luk zam yapılmıştı. Bu dönemde memurlara daha fazla bir artış yapıldı. O nedenle memurlara yapılan zam tutarının özel sektöre yansımasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Asgari ücret artış oranı referans değer olacaktır. O da maksimum yüzde 34 seviyesindedir. İşverenler çalışanlarına bunun üzerinde bir artış yapabilirler. Maaş artışı çalışan ve işveren arasındaki anlaşmaya bağlıdır. Mali Müşavir Ahmet Kurtuluş ise asgari ücret tahminini şöyle açıklıyor: “Biz asgari ücreti 11 bin TL civarında bekliyorduk. Yüzde 30 civarında artış öngörüyorduk. Bunun üzerine çıkıldı. Refah payı artışı ile yüzde 34 oranında artış yapıldı. Burada sevindirici haber asgari ücret destek priminin 500 TL’ye çıkarılması işvereni rahatlatacaktır. Bu artışın asgari ücretli için kötü bir gelişme olarak değerlendirilmesi imkansız. Ancak asgari ücrete yapılan yüksek artışın sektörde kayıt dışılığa yol açacağı ihmal edilmemelidir. Asgari ücrette ortaya çıkan bu artış diğer ücretlerde bu oranda bir beklentiye yol açıyor. Beklenti üzerinde yapılan artış diğer ücretlere aynı oranda yaşanmadığı için asgari ücretle diğer ücretler arasındaki makas kapanmakta bu çalışma barışı açısından iyi değerlendirilmelidir. Asgari ücrete yapılan zamlar diğer çalışanlara eşit oranda yansıtılmıyor maalesef. Örneğin geçen sene asgari ücrete yüzde 100 zam yapılırken diğer çalışanlarda bu oran yüzde 80-85'lerde kalmıştı. Bu durum ise şöyle bir oran olarak karşımıza çıkıyor. Asgari ücrete yapılan zamma göre diğer çalışanlara 15-20 puan daha düşük yansıtıldığı anlamına geliyor. Bu 6 aylık süreçte değerlendirildiğinde asgari ücrete şu anda yapılan yüzde 30’luk zammın diğer çalışanlara yüzde 20-25 bandında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bu durum asgari ücretle diğer çalışanların arasındaki makasın daralması anlamına geliyor.”