
Afrika'nın Zengin Doğal Kaynakları ve Sömürgecilik
Batılı ülkelerin yüzyıllardır Afrika'ya yönelik sömürgecilik faaliyetleri sürüyor. Son dönemde Nijer'de patlak veren darbe ve Etiyopya'daki iç savaş tehlikesi 'kara kıta'nın makus talihini bir kez daha hatırlattı.
Dünyanın en hızlı büyüyen ve 2'nci büyük kıtası olan Afrika, aynı zamanda dev şirketlerin de gözünü diktiği bir bölge.
Sömürgecilikle hafızalarda yer edinen kıtanın büyük bir özelliği de bulunuyor. Dünya yeraltı zenginliklerinin neredeyse yüzde 30’unu topraklarında barındırıyor.
Hala keşfedilmemiş doğal kaynakları olan kıtada, günlük hayatta kullanılan pek çok eşyanın üretilmesi için gerekli olan değerli madenler bulunuyor.
Bunlar; petrol, doğalgaz, elmas, altın, uranyum, kobalt, platin, altın cevheri, bakır, tantal gibi farklı doğal kaynaklar.
Öte yandan devlet için de yaşamsal kabul edilen madenler, bölgenin zenginleşmesi için oldukça yeterli.
Lakin yüzyıllardır devam eden sömürge nedeniyle söz konusu zenginlik yansıtılamıyor.
Öyle ki çok sayıda ülkenin bulunduğu kıtada, teknoloji oldukça yetersiz. Bu nedenle yeraltı zenginliklerine ulaşmak hem zor hem de ekonomiye kazandırılamıyor.
Toprak zenginliği ve kaynaklar açısından kritik bir role sahip olan Afrika, stratejik olarak da büyük bir önem taşıyor.
Kıtada, bol miktarda vaat edilen kaynaklara ulaşılması durumunda, dünyadaki birçok dengenin yer değiştirebileceği düşünülüyor.
Rusya ve Kanada’nın yanı sıra dünyanın en büyük elmas üreticileri Botsvana’da bulunuyor. Gana ve Güney Afrika ise altın rezervleriyle biliniyor.
Nijerya ve Angola ise en çok petrole sahip olan iki Afrika ülkesi.