Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

BM'den Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılara kınama

BM İnsan Hakları Konseyi, İsveç'te gerçekleşen Kur'an-ı Kerim yakma eylemini kınadı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, eylemi sert sözlerle eleştirdi ve nefret söyleminin yükselişte olduğunu belirtti. Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan da olayı insanlar arası ilişkileri derinden yaralayan bir eylem olarak nitelendirdi.

Yayın Tarihi: 12.07.2023 12:54
Güncelleme Tarihi: 27.04.2024 17:53

BM'den Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılara kınama

BM İnsan Hakları Konseyi, İsveç'te geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Kur'an-ı Kerim yakma eylemi gündemiyle toplandı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Stockholm'de gerçekleşen eylemi sert sözlerle kınadı. Türk, 'Müslümanlara karşı söylem ve kışkırtıcı eylemler, İslamofobi, antisemitizm, Hristiyanlar ya da Ahmediler, Bahailer ya da Ezidiler gibi azınlık gruplarını hedef alan eylem ve söylemler tam bir saygısızlığın ifadesidir. Bunlar saldırgan, sorumsuz ve yanlıştır' dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, İsveç'te Kuran yakılması gündemiyle Cenevre'de toplandı.

Pakistan'ın çağrısıyla düzenlenen toplantının açılış konuşmasını BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk yaptı. Kur'an yakılmasını kınayan Türk, nefret söyleminin her yerde yükselişte olduğunu belirtti. Türk, son günlerde meydana gelen Kur'an yakma olaylarının 'aşağılamayı ifade etmek ve öfkeyi alevlendirmek, insanların arasını açmak, kışkırtmak, görüş farklılıklarını nefrete ve belki de şiddete dönüştürmek için icat edilmiş gibi göründüğünü' söyledi.

Volker Türk, yasal mevzuata ya da kişisel inançlara bakmaksızın 'insanların başkalarına saygıyla yaklaşması' gerektiğini belirtti.

Türk, 'Müslümanlara karşı söylem ve kışkırtıcı eylemler, İslamofobi, antisemitizm, Hristiyanlar ya da Ahmediler, Bahailer ya da Ezidiler gibi azınlık gruplarını hedef alan eylem ve söylemler tam bir saygısızlığın ifadesidir. Bunlar saldırgan, sorumsuz ve yanlıştır' ifadelerini kullandı.

'Sosyal medyanın gelgitli halinden güç alan; uluslararası ve ulusal düzeyde giderek artan anlaşmazlıklar ve kutuplaşmalar bağlamında her türden nefret söylemi her yerde yükseliyor' diyen Türk, 'Bu bireyler için zararlıdır ve tüm toplumların sağlıklı işleyişi için gerekli olan uyumu tahrip etmektedir' diye konuştu.

Salvan Momika adlı Irak uyruklu bir sığınmacı, 28 Haziran tarihinde İsveç'in başkenti Stockholm'deki bir caminin önünde düzenlediği eylemde Kuran'ın bazı sayfalarını ateşe vermişti. Kurban Bayramı'nın ilk gününde düzenlenen eyleme Türkiye, Irak, İran, Fas, Pakistan gibi birçok ülkeden tepki gelmişti. İsveç hükümeti konuyla ilgili açıklamasında eylemi 'İslamofobik' olarak niteleyerek kınamış, ancak İsveç'te 'toplanma, ifade ve gösteri özgürlüğünün anayasalarla korunduğuna' dikkat çekmişti.

Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan, İsveç'te Kuran-ı Kerim'i yakma olayını 'düşünce ve ifade özgürlüğü' ile izah edilmeye yönelik değerlendirme gayretlerinin dünyanın barışa, karşılıklı sevgi ve saygıya muhtaç olduğu bugünlerde insanlar arası ilişkileri derinden yaraladığı gerçeğinin yadsınamaz olduğunu bildirdi.

Maşalyan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, din ve inanç özgürlüğünün insanlığın değerlerinden olduğunu belirtti. Maşalyan, dini inanç ve kutsal değerlere yapılacak her türlü hareketi insanlık suçu olarak gördüklerine dikkati çekti. Maşalyan, 'Son yıllarda Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde İslam dini ve müntesiplerine yönelik hakaretler kabul edilemez. Özellikle en son İsveç'te Kuran-ı Kerim'i yakma olayını 'düşünce ve ifade özgürlüğü' ile izah edilmeye yönelik değerlendirme gayretleri, dünyamızın barışa, karşılıklı sevgi ve saygıya muhtaç olduğu bugünlerde insanlar arası ilişkileri derinden yaraladığı gerçeği yadsınamaz.' ifadelerine yer verdi.

Maşalyan, en hafif tabirle 'ahlaksızlık' olarak nitelendirilecek bu tarz kışkırtıcı eylemleri her şeyden önce insan olarak kınadıklarını aktardı.

Maşalyan, 'Bu tarz hakaretlerde bulunanları, insani değerler çerçevesinde davranmaya davet ediyoruz. Ayrıca toplumsal hassasiyetleri, dinleri, düşünce sistemlerini küçük düşürme gayretlerinin uluslararası hukuk önünde sorgulanmasının ve bu tarz hareketlerin 'geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü' çerçevesinde değerlendirilmemesi gereğini önemle vurguluyoruz. Bu tür provokasyonların dinler arası barışı kundaklama tehlikesinin de tüm dindarlar ve dini önderler tarafından saptanarak, yangın henüz küçükken beraberce onu söndürme çabasının önemini takdir ediyor ve bu amaca hizmet eden barışçıl protestoların yanında olduğumuzu belirtiyoruz.'