Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Fransa'nın Eski Müstemlekeleriyle İlişkisi ve Batı Afrika'da Oluşan Gelişmeler

Fransa'nın eski müstemlekeleriyle ilişkisi ve Batı Afrika'da meydana gelen gelişmeler hakkında bir makale.

Yayın Tarihi: 01.09.2023 08:41
Güncelleme Tarihi: 27.04.2024 17:53

Fransa'nın Eski Müstemlekeleriyle İlişkisi ve Batı Afrika'da Oluşan Gelişmeler

Fransa'nın Eski Müstemlekeleriyle İlişkisi

İkinci Dünya Savaşı’na kadar Fransa’nın müstemlekesi olan Batı Afrika ülkelerinde bütün dünyanın dikkatini çeken hadiselere tanık olduğumuz günlerdeyiz. 2020’den sonra Nijer, Mali, Burkina Faso ve Gine’de meydana gelen askerî darbeler Türkiye’de de yankı uyandırdı. Bu ülkelerde Fransa’dan bağımsızlaşma yönünde atılan adımların Batı Afrika’da yeni bir döneme tekabül edip etmeyeceği tartışmalı bir konudur fakat bahsettiğimiz askerî darbelerin Senegal’de Fransa karşıtı gösterilerle eş zamanlı olarak cereyan etmesi dikkat çekicidir.

Bu durum neredeyse bütün Batı Afrika’da ve Sahil bölgesinde Fransa’nın müstemleke mirasının tasfiye edilmek istendiğini gösterir. Sürece en son Nijer’in dâhil olması bir devamlılığa işaret eder. Eski müstemlekelerin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki bağımsızlaşma dönemine uzunca bir süre şüphe ile yaklaşılmıştı. Hatta bağımsızlığını kazanan ülkelere sözde bağımsız tanımı uygun görülmüştü. Bu sebeple bu ülkelerde meydana gelen hadiselere daha mesafeli yaklaşılmıştır.

Aynı mesafenin bugün için de geçerli olduğunu düşünebiliriz. Fakat gelişmeler bu mesafeli yaklaşımı haksız çıkartacak büyüklüktedir. Özellikle Fransa’nın eski müstemlekelerde başının dertte olduğu çok açıktır. Fransız askerleri saydığımız ülkeleri birer birer boşaltıyor. Bu ülkelerin liderleri, tabiri caizse Fransa cumhurbaşkanına haddini bildirmek için tarihin bütün günahlarını yüzüne çarpıyor. Kim bu gelişmeleri önemsizleştirebilir?

Batı Afrika'da Oluşan Gelişmeler

Fransa, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra uzunca bir süre Cezayir’le uğraşmak zorunda kalmıştı. Cezayir Bağımsızlık Savaşı, Fransa’nın Afrika’daki varlığını tartışmalı hâle getirdi. Avrupa’nın modern dönem tarihi ve elbette Fransa tarihi müstemleke dönemlerinden arındırılarak anlatılmıştır. Bu sebeple Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nın 68 Mayıs’ı üzerindeki etkilerini tam olarak bilemiyoruz. Bu, geçmiş dönemler için de geçerlidir.

Müstemlekelerin Avrupa ülkelerinin ve Fransa’nın yükselişinde oynadığı rolle ilgili araştırmalar daha çok yenidir. Dolayısıyla eski müstemlekelerin Fransa’dan bağımsızlaşma veya uzaklaşma yönünde attığı adımlar ne gibi sonuçlara yol açacak sorusuna doyurucu bir cevap vermek zor olacaktır. Fakat şimdiden Batı merkezli bir dünyanın sonuna yaklaşıldığını gösteren hadiselerin birer birer ortaya çıktığını düşünmemizde bir sakınca yok. Nijer, Mali, Burkina Faso ve Gine’de Fransa karşıtlığının yükselmesi Türkiye’yi yakından ilgilendirir. Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki varlığı son derce önemlidir.

Hatırlanacağı gibi 2012’de Mısır’da yeni bir yönetim oluştuğunda İslamcılık bahanesiyle müdahalelerin ardı arkası kesilmemişti. Başta Fransa olmak üzere eski müstemlekeci ülkeler gelişmelerden rahatsız olduklarını göstermekten çekinmedi. Bu, o zaman tam olarak anlaşılmadı fakat Batı merkezli bir dünyanın sonuna yaklaşıldığını Fransa gibi “medenî” ülkeler Mısır üzerinden görmüştü. Bu sebeple Fransa, 20. yüzyılın başlarında Libya’nın sadece bir bölgesinde etkili olmasına rağmen Kaddafi yönetimini devirmeye çalışan ilk ülkeler arasında yer aldı. Mısır’da darbeyi desteklediler. 1990’ların başında ise Cezayir’e zaten büyük bir müdahale yapmışlardı. Eğer 2020’de Libya, Halife Hafter’in askerî yönetimine teslim olsaydı bugün Kuzey ve Batı Afrika’da farklı bir sürece tanıklık ederdik. Bu, Sahil bölgesi için de geçerlidir. Hadiselerin birbirini tetiklediğini düşünebiliriz. 2020’de Libya’da fiilen bir savaş vardı ve aynı yılda Nijer, Mali, Burkina Faso ve Gine’de Fransa karşıtı hadiseler ortaya çıktı. Bunu komplo teorileriyle açıklamak da gereksizdir. Gelişmeler birbirinden bağımsız değildir.

Sonuç

Fransa, 1884 Berlin Konferansından sonra Afrika içlerine doğru hızlı bir şekilde yayıldı. Daha önceki bir yazıda bahsettiğimiz gibi müstemleke karşıtlığı 19. yüzyılın son çeyreğinde yükselişe geçmiştir. Bu, bir tepkidir. Avrupa ülkelerinin yayılmacı faaliyetleri karşısında yeni bir siyasî bilinç ortaya çıkmıştı. Bu, Avrupa ülkeleri için yeni sorunlar anlamına gelir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra müstemlekelerin Fransa’ya doğru akını başlar. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise bağımsızlaşma hareketlerinin önü açılır. Bugün ise Fransız askerleri eski müstemlekelerini terk etmek zorunda kalıyor. Bu, üzerinde durulmayı hak eden bir gelişmedir. Fakat Avrupa-merkezci bakış açısıyla bu olayların değerlendirilmesi gerçekten imkânsızdır. Çünkü bu bakış açısına göre asıl cevaplandırılması gerekli sorular geri kalmışlıkla ilgilidir. Bunun ötesine geçerek bugünkü gelişmeleri yorumlamak kolay değildir.